| DAVET |
KONAKLAMA |
LİNKLER |
İLETİŞİM |
İnsanların neden şehir kurmaya veya şehirlerde yaşamaya teşebbüs ettiğini açıklamaya yönelik coğrafi/morfolojik, askeri/güvenlik, siyasi, ekonomik, kültürel, dini vb. pek çok yaklaşım vardır. Ancak tarihsel açıdan bakıldığında şehrin, insanın ürettiği en büyük ve karmaşık organizasyon olduğu açıktır. Bugün şehrin bir medeniyet göstergesi olduğu ifade ediliyorsa bu, şehir organizasyonun büyüklüğü ve karmaşıklığından kaynaklanmaktadır. Bunun için şehir aynı zamanda medeniyetin de bir göstergesi olarak tarih boyunca insanları cezbetmiştir.
Şehirlerin hem sayıca artması hem kalabalıklaşması hem de şehirli nüfusun sosyo-demografik profilinin değişmesine paralel olarak tarihçiler, mimarlar, sanat tarihçileri, coğrafyacılar, arkeologlar, antropologlar, sosyologlar, siyaset bilimciler, planlamacılar başta olmak üzere pek çok disiplinden araştırmacı ilgisini şehre yöneltmiştir. Postmodernizmin çoğulculuğu olumlayan, farklılığa, çeşitliliğe ve ötekiliğe alan açan bir perspektif sunmasıyla disiplinlerarası sınırlar eski anlam ve önemini kaybettiğinden farklı alanlardan araştırmacılar şehir hakkında daha çok kolektif araştırma yapmaya başlamışlardır.
Anadolu’nun insanların ilk yerleşik hayata geçtiği coğrafya olduğu uzmanlarca teyid edilen bir olgudur. Türkiye’nin kapitalist ve endüstriyel bir tarihsel geçmişinin olmaması Anadolu coğrafyasındaki şehirlerin Batılı kuramların ışığında ele alınmasını ve anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Türkiye’nin, II. Dünya Savaşı sonrasında hızlı bir şekilde Batı Bloğuna eklemlenmesi şehirleşmeyi de doğrudan etkilemiştir. 1950’li yıllardan itibaren uygulanmaya başlanan liberal ekonomi politikaları ve tarımda makineleşmenin en önemli etkilerinden biri de kırdan/köyden kente hızlı bir akının başlamasıdır. Kırdan kente göç akışı zaman zaman kesintiye uğrasa da özellikle 1980 sonrasında kentten kente göçler yaşanmış ve Türkiye nüfusunun önemli bir kısmı metropol kentlerde toplanmaya başlamıştır. 1980 sonrası dönemde Türkiye’nin neoliberal ekonomi politikasına yönelmesi ülke içerisinde nüfus hareketliliğini arttırdığından yerel yönetimler göç, plansız/çarpık kentleşme, ulaşım, yoksulluk, kayıt dışı istihdam, vb. pek çok sorunla karşı karşıya bırakmıştır.
Yerel yönetimler başta belediye hizmetleri olmak üzere yereldeki pek çok hizmetin sunulmasında birinci derecede sorumlu aktörlerdir. Kongrede yerel yönetimlerin şehirleşmenin beraberinde getirmiş olduğu sosyal sorunlarla daha etkin bir şekilde mücadele edebilmelerine rehberlik edecek çözüm önerileri geliştirilmesi
Kongre Temaları
Şehir, Şehir Tarihi ve Şehir Yönetimi
Şehirleşme, Siyaset ve Siyasi Temsil Sorunları
Şehir Yönetimi ve Sendikacılık
Yerel Yönetimlerde Personel Politikaları
Neoliberal Kent ve Kent Mekânları
Şehirleşme ve Salgın Hastalıklarla Mücadele
Doğal Afetler ve Yerel Yönetimler
Kentsel Dönüşüm Projeleri, Mega Projeler ve Şehirleşme
Konut ve Konut Çevresinde Yaşam Kalitesi
Sosyo-Mekânsal Ayrışma ve Kentsel Yabancılaşma
Kitlesel İç Göçün Sosyo-Ekonomik Boyutu
İklim Değişikliği, Doğal Afetler ve Riskler
Kamu Yatırımları ve Şehirleşme
Özelleştirme Uygulamaları ve Şehirleşme
Şehirleşme, Göçmenler ve Sığınmacılar
Kamu Politikaları ve Kentsel Hizmetler
Kent Kullanıcı Profilleri ve Değişken İhtiyaçlar
Yerel Yönetimler, Sivil Toplum ve Yönetişim
Kentsel Riskler ve Yerel Yönetimler
Kültürel Miras, Koruma ve Restorasyon
Tarım Politikaları, Tarımsal Üretim ve Gıda Güvenliği
İklim Değişikliğine Uyum Politikaları ve Uygulamaları
Şehirleşme, Akıllı Teknolojiler ve E-Belediyecilik Sistemleri
Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Büyük Veri
Kentsel Verilerin Güvenliği
Şehirleşme ve Yaşam Kalitesi
Şehirleşme, Yoksulluk ve Suç
Şehirleşme ve Şehir İçi Ulaşım
Şehirleşme, Mekân ve Kimlik
Şehir, Mahalle ve Konut
Çocukluk, Gençlik ve Şehir
amaçlanmaktadır. Bu çerçevede kongre kapsamında yerel yönetimlerin ve yerelde belediye ile birlikte çalışan diğer kurum ve kuruluşların eşgüdüm halinde çalışarak kentsel hizmetlerin nasıl daha etkin bir şekilde sunulabileceğine yönelik bir bakış açısı geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Buradan hareketle medeniyet tarihimizde çok önemli örnekleri olan şehircilik pratiğimizin yeniden imar ve inşasına yönelik güçlü bir perspektif sunularak Türkiye’deki şehirleşmenin daha sağlıklı bir yapıya evrilmesinde yerel yönetimlerin ve yerelde karar alıcıların ve politika yapıcıların elini güçlendirecek, onlara yeni ufuklar açacak yeni ve özgün tartışmaların olması da amaçlanmaktadır.
|
|
|